Paul Strand ve Sosyal Politik fotoğraf

Paul Strand ve Sosyal Politik fotoğraf

Mehmet Ömür

Henri Cartier Bresson (HCB) Vakfı, Amerikalı fotoğrafçı Paul Strand’ın (1890-1976) çalışmalarını farklı bir yaklaşımla sergiliyor. Strand, Stiegliz’den aldığı gelenekle Straight Photography olarak da bilinen doğrudan fotoğrafçılığın öncüsü olarak kabul edilse de, bu sergi aynı zamanda onun yaptıklarının ne derece politik olduğunu da gözler önüne seriyor.

Paul Strand “Zıtlıklar, zıtlıklar tarafından iyileştirilir” diye bir formülden bahsetmiştir. Buna göre genellikle zıt olarak sunulan iki büyük fotoğraf geleneği vardır. Bu eğilimlerden biri fotoğrafın bir sanat olduğunu göstermeye çalışan bir eğilimdir. Diğeri ise, daha çok siyasi bir projenin hizmetinde olan belgesel ve toplumsal bir akımdır. Fotoğraf tarihinde bu iki kutbu bünyesinde barındıran Alfred Stieglitz ve Lewis Hine, Strand’ın fotoğrafa başladığı dönemlerde onun akıl hocalarıydı.

Strand, 1910’ların ortalarında New York sokaklarında insanların yüzlerini fotoğraflamış olsa da, çalışmalarının ilk bölümüne özellikle biçimcilik damgasını vurmuştur. Stieglitz, ünlü dergisi Camera Work’ün 1917’deki son sayısını Paul Strand’a adadığında amacı fotoğrafın kendine özgü bir sanatsal diline sahip olduğunu göstermekti. Strand, Meksika’da kaldığı (1932-1934) dönemden ve  Moskova’ya yaptığı bir geziden (1935) sonra çok daha politize oldu. Amerikan İşçi Partisi’ne üye oldu ve McCarthy’cilik döneminde “Amerikan karşıtı” olarak sınıflandırılarak Amerika Birleşik Devletleri’ni terk etmek zorunda kaldı, Avrupa’ya geçti ve Fransa’ya yerleşti. Strand’ın işlerinin çoğu bu politik bilinç tarafından belirlenmiştir; konuları, fotoğraflarını çektiği yerler, birlikte çalıştığı yazarlar hatta yaptığı kitaplar bunu kanıtlamaktadır.

Son yıllarda ise Strand için açılan birçok sergi, onun biçimci yaklaşımına odaklanmıştır. HCB Vakfındaki bu sergi ise fotoğrafçının bu yönünü hiçbir şekilde küçültmeden, politik yaklaşımını gözler önüne sermeyi amaçlamaktadır. Biçimselcilik ve sosyal yaklaşım arasındaki dengeyi bu sergide yakalamak mümkün. Strand, eğer 20. yüzyılın en büyük fotoğrafçılarından biri olarak sunuluyor ve kabul ediliyorsa, bunun nedeni bu dengeyi bulabilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Çalışmaları dünyanın dört bir yanındaki müzelerde ve galerilerde sergileniyor ve etkisi birçok çağdaş fotoğrafçının çalışmalarında da görülüyor.

Sergi; Madrid’deki Fundación MAPFRE koleksiyonlarından, Paul Strand ve Charles Sheeler’in 1921’de yönettiği Manhatta filminden ve Centre Pompidou’dan ödünç alınan bazı baskılarla birlikte yaklaşık 120 baskıdan oluşturulmuştur.

Sergide Strand’ın Gana, Mısır, İtalya, Rusya, Fransa ve Meksika gibi ülke gezileri sırasında çektiği portre ve sokak fotoğrafları dışında çeşitli kesimlerden çok sayıda portre çalışmaları var. Amerika’da çektiği sosyal ve politik içerikli fotoğraflar dışında ünlü BLİND adlı fotoğrafını görmek de mümkün. Ayrıca Manhatta adlı 11 dakikalık sessiz belgeselini de izlemek mümkün.

Paul Strand’ın yaşam öyküsü

1890 yılında New York’ta doğan Paul Strand, 1907 yılında New York Ethical Culture School’da (ECS) eğitim aldı. Ardından, kendisini Alfred Stieglitz’in 291 Fifth Avenue’de kurduğu Photo Secession galerisiyle tanıştıran Lewis Hine’dan ilk fotoğraf eğitimini aldı. Bu iki büyük fotoğrafçı Paul Strand’ın çalışmalarını çok etkiledi. Çalışmaları ilk kez 1916’da Stieglitz’in Camera Work dergisinde yayınlandı. Hemen ardından 291’deki Secession galerisinde ‘New York ve Diğer Yerlerden Fotoğraflar’ sergisini açtı. Savaş sırasında ise hastanelerin radyoloji bölümlerinde çalıştı. 1919 yılında ise, ilk manzara fotoğrafçılığı için Kanada’ya, Nova Scotia’ya gitti.

Paul Strand, 1921’de Manhatta filmini fotoğrafçı ve ressam Charles Sheeler ile birlikte yönetti,  1925-1932 yılları arasında ise, New York galerilerinde çeşitli sergileri açtı. 1932 ve 1934 yıllarında Meksika’ya gitti ve Mexico City’deki Sala de Arte’de kişisel bir sergisi açıldı. Meksika’da da Redes filmini yönetti.

Paul Strand, 1935’te SSCB’ye gitti ve orada Sergei Eisenstein ile tanıştı. Daha sonra Léo Hurwitz, Ralph Steiner ve Lionel Berman’ın etrafındaki Nykino grubuna katıldı. Bundan iki yıl sonra da, Nykino’nun eski üyeleriyle birlikte kar amacı gütmeyen eğitsel bir film yapım şirketi olan Frontier Film’in başkanı oldu.

Paul Strand, 1943 yılından itibaren on yıldan fazla bir süre çalıştığı sinema sektöründen ayrılarak  fotoğrafçılığa geri döndü. 1945’te New York MoMA’da kişisel bir sergisi açıldı. 1949 yılından  1957 yılına kadar Avrupa’ya birkaç gezi yaptı ve her gezi bir kitapla noktalandı. McCarthy döneminde Amerika Birleşik Devletleri dışına sürüldü.

Strand, Fransa’ya yerleştikten sonra özel hayatında kargaşalar yaşadı, karısı Rebecca Salsbury ile çalkantılı bir ilişkisi vardı ve boşandılar. Ortağı ve ilham kaynağı olan ressam Virginia Stevens ile uzun süreli beraberliği oldu.

35 mm, orta format ve geniş format kameralar dahil olmak üzere çeşitli formatlarda çalıştı,  değişik ton aralıklarına sahip görüntüler oluşturmak için çeşitli baskı teknikleri denedi, çarpıcı görüntüler elde etmek için soyut formlar ve ışık ve gölge kullanımı ile deneyler yaptı. Pablo Picasso ve Georges Braque gibi sanatçıların çalışmalarından etkilendiği bilinmektedir.

Yaşamının son kısmını Fransa’daki Orgeval’de sürdürdü ve 1976 yılında Fransa öldü.

14 Şubatta başlayan ‘Güçlerin dengesi’ adlı sergi 23 Nisana kadar 79, Rue des Archives, 75003 Paris adresinde  gezilebilir.

 


0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir