Papotin dergisinin Comédie Française ziyareti…
Bu kez yazımı sanat dışı bir konuda yazıyorum. Basın dünyası ile 20 yıl önce tanıştım. Tempo dergisindeki “Şarabi” adlı köşemde yıllarca yazdıktan sonra uzun bir süre Vatan gazetesinin Pazar ekinde yazmaya devam ettim. Mesleğim doktorluk ve kendimi hiçbir zaman gazeteci veya sanatçı olarak görmedim. Sadece sevdiğim konularda popüler yazılar yazmaya ve fotoğraf gibi hoşuma giden konularda sanatsal üretimlerde bulunmaya çalıştım. Bu iki alanda çalışmaktan mutlu oluyorum ve devam ediyorum. Paris yaşantısının bu alanlardaki zenginliği beni teşvik etti ve bu alanlarda yazmaya ve üretmeye yönlendirdiğini itiraf etmeliyim.
Bu sabah çok ilginç bir basın etkinliğine davet edildim ve heyecan verici anlar yaşadım. Louvre Müzesi’nin yanındaki kralın çalışma sarayı olan Palais Royal’in hemen yanında, Colette Meydanı’ndaki Comedie Française’de önemli bir etkinlik vardı. Ancak önce Comedie Française hakkında bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.
Comédie-Française, Fransız tiyatrosunun en prestijli ve köklü kurumlarından biridir. 1680 yılında Kral XIV. Louis’nin emriyle Paris’te kurulmuştur ve halen faaliyetlerine devam etmektedir. Genellikle “La Maison de Molière” olarak da anılan Comédie-Française, ünlü Fransız oyun yazarı Molière’in eserlerine büyük önem verir ve onun mirasını yaşatmayı amaçlar.
Comédie-Française, 1680 yılında dönemin iki büyük tiyatro topluluğunun (Hôtel de Bourgogne ve Théâtre Guénégaud) birleşmesiyle kuruldu. Bu birleşme, Fransız kraliyet ailesi tarafından teşvik edildi. 1680’den beri kesintisiz olarak faaliyet gösteren kurum, dünya üzerindeki en eski sürekli çalışan ulusal tiyatro topluluğu olarak bilinir. Tiyatronun ana sahnesi Paris’teki Palais-Royal’de bulunmaktadır. Ayrıca, Paris genelinde çeşitli sahnelerde de oyunlar sergilenir.
Comédie-Française, özellikle Fransız klasik tiyatrosunun eserlerine yer verir. Molière’in eserleri repertuarın merkezinde yer alır. Yabancı yazarlar arasında Shakespeare açık ara öndedir. Bunun yanı sıra, Pierre Corneille ve Jean Racine gibi diğer klasik Fransız oyun yazarlarının eserleri de sıklıkla sahnelenir. Modern ve çağdaş oyunlara da yer verilir, bu sayede tiyatro hem klasik hem de modern eserleri izleyiciyle buluşturur.
Comédie-Française, “Sociétaires” ve “Pensionnaires” adı verilen iki ana oyuncu grubundan oluşur. Sociétaires, topluluğun tam üyesi olup uzun süreli sözleşmelere sahiptirler. Pensionnaires ise daha kısa süreli kontratlarla çalışır ve zamanla Sociétaires olma şansına sahip olabilirler. Tiyatronun yönetimi, bir genel müdür tarafından yürütülür ve Fransa Kültür Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösterir.
Comédie-Française, sadece bir tiyatro değil, aynı zamanda bir eğitim kurumu olarak da işlev görür. Genç oyuncular için eğitim programları sunar ve tiyatro sanatının gelişimine katkıda bulunur. Ayrıca, dünya genelindeki turneleriyle Fransız kültürünü ve tiyatrosunu uluslararası alanda tanıtır.
Comédie-Française, Fransız tiyatrosunun kalbi olarak kabul edilir ve dünya tiyatro tarihinde önemli bir yere sahiptir. Klasik ve modern eserleri sahnelemesi, tiyatro eğitimi vermesi ve kültürel mirası koruma misyonuyla öne çıkan bir kurumdur.
Le Papotin dergisi ise 33 yıl önce Antony hastanesinde doğmuş bir gazetedir. Bu hastane, 15-25 yaş arası otistik gençleri kabul eden bir merkezdir. Bugün, Paris bölgesindeki on iki diğer sağlık ve sosyal merkezden gelen üyelerle genişleyen editör kurulu, 14 ila 50 yaş arasında kırk kişiden oluşmaktadır.
Bu gazete, sıra dışı gazeteciler tarafından yazılan veya dikte edilen sıra dışı röportajlar ve makaleler ile tanınmaktadır. 33 yıl içinde Margerin, Mireille Mathieu, Anne Hidalgo, Renaud, Vincent Castel, Jacques Chirac, Barbara gibi pek çok ünlü kişiyle röportaj yapmışlardır.
France 2, Le Papotin gazetesinin ruhunu devam ettiren yeni bir röportaj programı oluşturmuştur. Bu programın adı “Les rencontres du Papotin” olarak bilinmektedir. Her bölümde, ünlü bir kişi ile sansürsüz bir röportaj yapılır ve bu röportajlarda ünlü bir sunucu bulunmaz. Bu buluşmalarda kurallar basittir: “Le Papotin’de her şey söylenebilir, ama her şey de olabilir!”.
İşte bu sabah bu röportajlardan birine şahit oldum. Papotin dergisi editör kurulu, Comedie Française müdürü ve tiyatro oyuncusu Eric Ruth ile muhteşem bir röportaj gerçekleştirdi.
Papotin’in genel yayın yönetmeni Julien Bancilhon ve ekibiyle yapılan bu buluşma, farklı olan bu gazetenin perde arkasını keşfetmemi sağladı. Aykırı gazetecilerden, yani otistik gençlerden oluşan ekip, Eric Ruf’un ifadesini aldı.
Toplantı samimi ve sıcak bir ortamda geçti; herkesin gazeteciliğe olan bağlılığı ve tutkusu hissediliyordu. Julien Bancilhon, Papotin’in kuruluşu ve gelişimi hakkında anekdotlar paylaşarak, toplumun genellikle dışlanmış kesimlerine söz vermenin önemini vurguladı.
Bu sabah France 2’nin “Les rencontres du Papotin” programına Comédie Française’in Direktörü ve tiyatro oyuncusu Éric Ruf misafir oldu. Bu çekim, Comedie Française’in çatı katındaki Louvre’a bakan büyük salonunda gerçekleşti. Misafirler, basın mensupları ve 40 kadar otistik insandan oluşan editör kurulu olarak yaklaşık 100 kişi vardı.
Programda, tiyatrodan sanatsal yönetime, tanınmış bir kültürel kurumu yönetmenin zorlukları ve sevinçlerine kadar birçok ilgi çekici konu ele alındı. Tartışmalar sıra dışı sorularla zenginleşti ve bana göre çok şaşırtıcıydı. Otistik üyelerin soruları beklenmedik, alışılmadık yerlerden geliyordu. Éric Ruf’un babasının Milliyetçi Hareket Partisi ile ilişkisini soran bir genç vardı. Ruf, doktor babasını sevdiğini ama bu politik yaklaşımını tasvip etmediğini dile getirdi. Molière dilinin ne olduğu ve Comedie Française’e nasıl müdür olunduğunu soranlar çıktı. Otistiklerin konuşmakta zorluk çekmelerine rağmen ne kadar akıllı olduklarını bir kez daha anladım. Bir otistik ise hiç konuşamıyor ve sorularını kelime bankasından seçtiği kelimelerle soruyordu.
Önümde oturan üyenin sürekli saatini sallaması ve arada sırada sağdan soldan küçük çığlıkların gelmesi de ortamdaki olağan dışı durumu gözler önüne seriyordu.
Bugün benim için gazeteciliğe ve tiyatro kültürü dünyasına önemli bir bakış oldu. Yeni bakış açıları ve sanatsal ifadenin ve çeşitliliğin önemi üzerine derin düşüncelere dalmama neden oldu. Gazeteciliğin çok ilginç ve heyecan verici bir alan olduğunu yeniden farkına varmamı sağladı.
Buraya ilgilenenler için Papotin dergisinin ve Comedie Française’in bağlantılarını koyayım, birkaç tane de çektiğim fotoğrafı ekleyeyim
https://www.papotin.site/
https://www.comedie-francaise.fr/#