G.A.S.

Bugün sizlerle uzun süredir aklımı kurcalayan bir hastalıktan bahsedeceğim. 

Hemde tam Dünyanın en önemli eski fotoğraf makineleri fuarına gitmeden birkaç gün önce. Belki de yazıyı kendime yazıyorum da farkında değilim. 

İngilizcesi Gear Acquisition Syndrome (G.A.S.).

(G.A.S.) kişinin ihtiyaçlarından, gelir düzeyinden ve yeteneğinden bağımsız olarak önünü alamadığı bir şekilde sürekli bir alet satın alma halidir. Bu fotoğraf makinesi olabilir, bir müzik aleti olabilir. Bir çeşit satın alma bağımlılığı. Kişi Zaman zaman alım gücünün üzerinde bir cihazı almak ister. Bazen de zaten elinde mevcut  olan bir aletin yeni modelini satın alır. G.A.S. hastalığına düçar olmuş kişilerin iş zordur. Toplumlarda insanların %1 i kadarında bu hastalığın görüldüğü varsayılır.

Bir fotoğraf konusuna meraklıyımdır. Etrafımda fotoğrafçı arkadaşlarım da var ve bunlardan bazıları G.A.S. Yakalanmış vaziyetteler. Ben zaten bu işin hastasıyım.

Arkadaşımızın en az üç kamerası var, ayrıca dolabında tozlanmakta olan sayısız lensi var ama yinede yeni çıkan son kamerayı satın almak istiyor. Buna ne demeli?

Halbuki Bu hastalığın yaratıcılık ve fotoğrafçılık üzerinde çok olumsuz etkileri var. 

Ben bu yazıda bu hastalığa yakalanmış kişilere bazı çözüm önerilerinde bulunmak istiyorum. 

Öncelikle bu hayali hastalığın tanınması için bazı  ipuçları vereyim. 

Hastalığın belirli başlı belirtileri şunlar.

1-Fotoğraftan çok fotoğraf makineleri üzerine tartışıyorsunuzdur.

2- İnternette sörf yaparken daha çok fotoğraf makinesi satan ve fotoğraf makineleri üzerine tartışmalar açan sitelerde fazlaca vakit kaybediyorsunuzdur.

Örneğin DP Review en sevdiğiniz fotoğraf makinesi sitesidir. Fotoğraf makinelerinin özelliklerini inceliyor benzerleri ile aralarındaki fiyat farklarına bakıyor ve en yeni çıkmış makineleri gözlüyorsunuzdur. 

3-İçinizde sürekli fotoğraf makinenizi yenileme arzusu vardır. 

Sanıyorsunuz ki en son modeli aldığınızda fotoğraf çekmeniz kolaylaşacak ve daha iyi fotoğraflar çekebileceksiniz.

Aslında çevremde bu etaptan geçmemiş iyi bir fotoğrafçı yok. Ben de dahil hepimiz bunu yaşadık ancak bu hastalığın geçici olmadığı kronikleştiği durumlar tehlike yaratır. Bence fotoğraf makinesinden “araç” olarak bahsetmemiz lazım çünkü fotoğraf makinesi sonuçta fotoğraf çekmeye yarayan bir araçtır. GAS hastalığı zaman zaman nüks edebilir bunu da anlayışla karşılamak gerekir. Günümüz teknolojisi o kadar hızlı ilerliyor ki sürekli yeni ve daha gelişmiş araçlarla karşılaşıyoruz. Ve bunları yeterince iyi tanımıyorsak fotoğrafçı arkadaşlarımızın yanında boynumuz bükük kalabiliyor. Ne yapmalı?

İllaki bir şey yapmak lazım çünkü o fotoğraf makinesi bu fotoğraf makinesi arasında sıkışmış, koşturup duran bir fotoğrafçının hayatı çok zordur. Kendisi de perişandır yakın çevresi de! Burada ciddi tehlikeler söz konusudur. Belki benim iPhone fotoğrafcısı olmamdaki en büyük etki de bu sendromun üzerime yapışmakta olduğunu hissetmem ve buna reaksiyon olarak bütün makinelerini satıp sadece iPhone’la fotoğraf çekmeye yönelmiş olmam. Aslında bütün makinelerime sattığını söylemem gerçekleri pek yansıtmıyor. Çünkü elimde halen sadece bir tanesini kullandığım 20 kadar filmli makine var. Bu makineleri evimi süslesin diye ve koleksiyon olarak saklıyorum.

GAS hastalığı fotoğrafçının dengesini bozar onda bir felç yaratır, ilham kaynaklarını da yok eder. Fotoğrafçının yaratıcılığı yok olur. Sanattan çok araca yönelir. Bu sendroma yakalanmış fotoğrafçı yaratıcı bir adım atmakta sorun yaşar çünkü çekeceği fotoğrafın elindeki fotoğraf makinesi nedeniyle yeterince iyi çıkamayacağını düşünür. Ya bir objektifi eksiktir ya bir ışık kaynağı yetersizdir ya bellek kartı yeterince süratli değildir. Ona göre fotoğraf makinesi yeteri kadar performanslı da olmayabilir.

Kötü fotoğraf çektiğinde  suç daha çok elindeki malzemeyle ilgilidir hiçbir zaman kendi kendisini sorgulamaz, yeteneklerini ve tecrübesini yargılamaz doğrudan doğruya elindeki araçlara hücum eder.

Bu alet edevat oburluğu ve yeni fotoğraf makinesi alma alışkanlığı ve arzusu fotoğrafçıda zaman zaman üretici değiştirme arzusunu da beraberinde getirir. Canon’un renk tonlarının daha iyi olduğunu, Nikon’un video video çekimlerinin daha üstün olduğunu Sony’nin daha keskin sonuç verdiğini düşünür. Bunlar onun en önemli bahanelerdir, markaları arasında dolaşır durur. Ancak bu durumda marka değiştirmek de sorunu çözmez çünkü yeni aldığı markada bu sefer eski alışkanlıklar söz konusu olur. Yeni makinesine alışmakta güçlük çeker. Yeni alışkanlıklar kazanmak gerektiğinden  yeni sorunlar ortaya çıkar. Böylece kısır bir de döngünün içine düşmüş olur. Oysa fotoğraf makinesi fotoğraf sanatçısının bir aracı olarak kalmalı ona yaratıcılığı boyunca eşlik etmelidir. Fotoğraf makineleri ile yarış etmek baştan kayıp edileceği belli bir yarışı başlatmak demektir.

Oysa üreticiler her gün yeni fotoğraf makineleri, yeni lensleri, yeni aksesuvarları çıkarıyorlar. Bu yeni çıkanların hepsi birbirinden daha performanslı, daha hızlı, daha çekici ve pahalı.

Aslında bu malzemelere gerçekten ihtiyacımız var mı? En iyi malzemeyi almak veya daha çok malzeme almak daha iyi fotoğraf çekeceğimizi daha iyi fotoğrafçı olacağımızı gösterir mi? Bence hayır! 

İyi fotoğraf çekmek için her zaman en iyi malzemeye sahip olmak gerekmez bazen en basit makinelerle bile en iyi fotoğrafları çekebiliriz. 

Bu noktada ara Güler’in söyledi söylediği güzel söze gelmek istiyorum.

“En iyi makina en iyi fotografı çekseydi en iyi daktiloya sahip olan da en iyi romanı yazardı.”

Ara GÜLER

Bir de benim iyi fotoğrafla ilgili yazdığım yazıya gönderme yapacağım.

Aslında her fotoğraf makinesinin bir  amaca yönelik olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Sensörler, formatlar amaca göre değişmektedir. Spor fotoğrafçılığı ile Sokak fotoğrafçılığının fotoğraf makineleri tabii ki birbirinin aynı olmamalıdır. Birinde sürat önemli iken diğerinde makinenin küçük olması aranır.

GAS hastaları çoğu kez yeni fotoğraf makinesi aldıklarında hayal kırıklığı yaşarlar. Var olduğun düşündükleri özelliklerin yeni aldıkları makine ile örtüşmediği kanaatine varırlar. 

Bu, “hedonik adaptasyon” adı verilen bir fenomen ile açıklanmaktadır: İnsan her zaman durum değişikliğine uyum sağlar. Fotoğrafta ise, her zaman daha iyi bir şeye alıştığımız anlamına gelir. Bu neden böyle olur?

Psikolojik olarak insan asla mutlu değildir ve her zaman yapmadığı şeye odaklanır

Ayrıca, insanoğlunun kendisinden daha fazlasına sahip olanlarla maalesef kendini karşılaştırmaya eğilimi vardır.

İnsan doğal olarak, özellikle tüketimin bir kült olduğu modern toplumlarda yetinmeyi ve şükretmeyi unutmuştur. Bu bir eleştiri değil, akılda tutulması ve hatırlanması gereken bir olgudur.

GAS ile nasıl savaşılır?

1- Alışkanlıklarınız ve fotoğraf alışkanlıklarınız hakkında daha fazla bilgi edinin.

2- Çok fazla malzemeye sahip olmak sizi fotoğrafçı arkadaşlarınız arasında daha itibarlı yapabilir eğer profesyonel fotoğrafçı iseniz müşterilerinizin gözünde daha güvenilir hale getirebilir, ama yaratıcılığınızı köreltir. Oysa yaratıcığınızı arttırmak için sadece neye ihtiyacınız olduğunu doğru belirleyip araçlarınızı azaltmalı ve basitleştirmelisiniz. En çok kullandığınız maninenize odaklanmalısınız.

Alışkanlıklarınızı gözden geçirin. Böylece elinizdeki fotoğrafla ilgili malzemelerin çoğuna ihtiyacınız omadığın anlayacaksınız. Kendinize hedefler koyun. Belirli bir süre tek gövde ve tek objektifle fotoğraf çekin. Böylece bu objektifin avantaj ve dezavantajlarını iyice anlayacak ve nerelerde kullanacağınıza karar vereceksiniz.

3- Elimizdekilerin kıymetini kaybedince anlarız. O nedenle  elimizdeki araçları kullanalım.  Gerçek kullanım alanlarını saptayalım. İhtiyaçlarımıza göre elimizde tutup tutmamaya karar verelim.

4- Fotoğraf makinelerini, lensleri ve ışıkla ilgili malzemeleri satın almak yerine ihtiyacınıza göre kiralayın. GAS hastalığınız nüks ettiği durumlarda ya kiralayın hatta daha iyisi arkadaşınızın yeni makinesini bir kaç gün veya bir kaç saat alın deneyin.

5- Bu hastalığı bertaraf etmede uzun süreli kiralama veya varsa leasing yöntemlerini denemek de akılcı bir yaklaşım olabilir.

6- Projelere odaklanın. Projeler araç seçiminizde rol oynayabilir. Düşüncelerinizin fotoğraf makinenizi seçmesine olanak sağlayın, fotoğraf makinelerinizin sizi konu seçmeye yönlendirmesine ise izin vermeyin.

7- Bir fotoğraf makinesi almadan önce güvendiğiniz birisi size izin versin. O izin vermediği sürece fotoğraf makinesi almayın. Hatta belirli fiyatların üzerinde yapacağınız araçların alımı için ikna edici raporlar hazırlayın. Bakalım sizi kontrol eden kişiyi ikna edebilecek misisniz?

8- Eğer profesyonelseniz bir malzeme satın almadan önce şu soruları kendinize sorun;

Bu yeni makine neyi çözecek?

Çalışma sürecimi nasıl geliştirecek?

Ciro mu arttıracak mı?

Daha ucuz başka çözümler var mı?

İhtiyaç mı arzu mu?

İhtiyaç mı arzu mu? konusu çok önemli bir konudur ve her satın alınacak malzemeye uygulanabilir. Bu soruyu ne alırsanız alın kendinize sorun bir kez. Çünkü genelde arzu ve ihtiyaç birbirine karışır. Bir bilgisayara ihtiyacınız mı var yoksa bir bilgisayar mı almak istiyorsunuz. Bunu çok iyi düşünüp değerlendirmeli. Almak da isteyebilirsiniz tabii ki buda bir mahsur yok ama bilinçli olmalı.

GAS ile savaşmak sizi daha iyi bir fotoğrafçı yapar.

Yeni çıkan makinelerin karşılaştırdığı web sayfalarının karşısında vakit kaybedeceğinize dışarı çıkıp fotoğraf çekin. Yeni bir makine almak için yanıp tutuştuğunuzda bilgisayar başında duracağınıza gidip fotoğraf çekin. Bilgisayarın karşısında kaybedeceğiniz sürede fotoğraf çekerseniz belki de elinizdeki makinenin o kadar da kötü olmadığını anlarsınız. Kendinizi araç gereç oburluğundan kurtarabilirseniz tasarruf da etmiş olursunuz. Bir taşla iki kuş. Hem daha iyi fotoğrafçı, hem de daha ekonomik insan. 6000 TL lik yeni bir makine alacağınıza o para ile seyahate gidin fotoğraf çekin. Tabii ki fotoğraf çekerken makine önemli bir faktör ama herşey anlamına gelmiyor. Kendini geliştirme, fotoğrafçı gözünü oluşturma, paylaşım da bir o kadar önemli konulardır.

Parayla saadet olmaz dedikleri gibi fotoğraf makinesi ile de fotoğrafta aradığınız mutluluğu bulamazsınız. Elinizdekiyle yetinmeyi öğrenin, onunla daha iyi fotoğraflar çekmeye çalışın.

Fotoğraf konusunda okuyun, fotoğraf gezilerine katılın, ustaların fotoğraflarına bakın, fotoğrafa dair düşünün, yazın ve fotoğraf çekin, düzenleyin ve paylaşın. Bunu cep telefonunuzla bile yapabilirsiniz.